Slm, ben Melih, 17 yaşında, 1.80 boyunda, ela gözlü, lise son sınıf öğrencisiyim. Okulumuz devasa, bölümler, öğrenciler, kalabalık… Ama benim gözüm lise birden beri Ece’de. Sarışın, mavi gözlü, taş gibi bir kız. Burnu biraz havada, ama o kadar güzel ki, ona bakarken nefesim kesiliyordu. Farklı bölümlerdeydik, tanışmak imkânsız gibiydi. Ta ki tiyatro seçmelerine kadar! https://www.ppgny.org/ hikayeleri bile bu ateşi anlatamaz!
Seçmelerde Çanakkale konulu bir oyun için bir araya geldik. Ece’yle sahnede bol bol yüz yüze rolümüz vardı. Gözlerine bakamıyordum, kalbim küt küt atıyordu. Bir gün yanıma geldi, “Adın ne?” diye sordu. Heyecandan kekeledim, “Melih,” dedim. Gülümsedi, “Heyecan çocuk,” dedi. O an hislerimi anlamıştı, gözlerindeki o şeytani parıltıyı gördüm. Aramızda bir elektrik oluştu, ama Ece ağırdan alıyordu, ben ise yanıp tutuşuyordum.
O gün hava sıcaktı, salon yeni klimalarla serindi. Akşam olmuş, oyuncular dağılmıştı. Evim yakındı, kalsam sorun değildi. Ece de kaldı, koca salonda ikimiz yalnızdık. Müziği açtı, o dönemin popüler şarkısı bangır bangır çalıyordu. Bana tek kelime etti: “Amacın ne?” Cesaretimi topladım, “Seninle olmak,” dedim, gözlerinin içine bakarak. Şaşırmış gibi yaptı, ama o da istiyordu, dudaklarındaki o alaycı gülümseme her şeyi söylüyordu.
Müzik ritmi hızlanmıştı, Ece yanıma geldi, tişörtümü sıyırdı. “Sus,” dedi, parmağını dudaklarıma koyarak. Sikim şortumda çadır kurmuştu, dimdikti. Onu yavaşça soymaya başladım, beyaz bluzu çıktı, altında kırmızı dantelli sütyen. Göğüsleri avuçlarıma sığmıyordu, uçları taş gibi sertti. Eteğini indirdim, kırmızı tangası amının dudaklarını zar zor örtüyordu. Çırılçıplak önümde duruyordu, mavi gözleri alev alevdi. “Hadi,” dedi, sesi titriyordu. Ama ben aceleciydim, bu benim ilk gerçek deneyimimdi!
Ece diz çöktü, şortumu indirdi. Sikimi eline aldı, “Bu neymiş böyle?” dedi, gülerek. Ağzına aldı, dilini başımda gezdiriyor, boğazına kadar sokuyordu. Öyle bir emiyordu ki, zevkten kuduruyordum. Birkaç dakika içinde ağzına patladım, spermlerim çenesinden süzüldü. Sikimin ucu kızarmıştı, ama Ece durmadı. “Hala bakireyim, ama sana serbest,” dedi, göz kırparak. Vücudunu öpmeye başladım, boynundan göğüslerine, oradan göbeğindeki piercinge indim. Amına ulaştım, pürüzsüz, ıslak ve mis kokulu. Dilimi klitorisine değdirdim, Ece inlemeye başladı, “Aaahhh, Melih, devam!” Kalçaları koltukta kıvranıyordu, suları ağzıma akıyordu.
“Götümden yap,” dedi, sesi arzudan titriyordu. Onu koltuğa domalttım, daracık göt deliği önümdeydi. Sikimi yavaşça dayadım, zorlanıyordu. “Yavaş,” dedi, gözlerinden yaş geliyordu. Omuzlarından tutup hızlandım, şap şap sesler salonu doldurdu. “Evet, evet!” diye inliyordu, amından sular süzülüyordu. Yoruldu, ama pes etmedi. “Şimdi amıma gir,” dedi, sırtüstü uzandı. Bacaklarını omzuma aldım, o süt gibi, masum amı önümdeydi. Sikimi amına sürtmeye başladım, çığlıkları müziği bastırıyordu. “Hadi, sok!” diye yalvardı. Yavaşça bastırdım, daracık amı sikimi sıkıyordu. Birden bir şey yırtıldı, “pıt” gibi bir ses, kan süzüldü. Ece, “Devam et!” dedi, çantadan selpak alıp sildi.
Hızlandım, her sokuşumda göğüsleri zıplıyordu. Göbeğindeki piercing ışıldıyordu, mavi gözleri zevkten kaymıştı. “Daha sert!” diye bağırdı. Sikim her zamankinden büyüktü, 20 cm’yi geçmişti sanki. Şap şap sesler, Ece’nin inlemeleri ve müzik… Salon bir zevk cehennemine döndü. Gözlerine bakarken füze gibi boşaldım, spermlerim amına doldu. Ece titreyerek boşaldı, bacakları titriyordu. Yere yığıldık, nefes nefeseydik. “Mükemmeldi,” dedi, gülerek. O an dünyalar benimdi.
Okulda bir süre örnek çift olduk, ama ayrıldık. Artık yeni ufuklara yelken açıyorum. Hoş kızlar,