Kaş’ta Yasak Tutku Fulya’nın Bacak Arasındaki Ateş

Merhaba, ben Gürol. 30’larımda, fit, karizmatik bir adamım. Geçen yaz, en yakın arkadaşlarımızla Kaş’ta ekonomik bir tatil için apart otel ayarladık. Altı yıllık iş arkadaşlarım Korhan ve Fulya ile eşlerimiz, yıllardır birlikte gezer, eğleniriz. Ama bu tatil, hayatımın en çılgın, en yasak macerasına dönüştü. https://www.ppgny.org/ hikayelerini bile gölgede bırakan bir ateşle yanıp tutuştum!

Fulya, 30’larında, sıradan ama bakımlı bir kadın. Sarı saçları, ince beli ve o dolgun kalçalarıyla dikkat çeker. Eşi Yılmaz, zengin bir ithalat-ihracatçı, ama tam bir çapkın. Son yıllarda Fulya’yı sürekli aldattığı dedikoduları ayyuka çıkmıştı. Biz diğer iki çift olarak, onların ilişkisini kurtarmak için elimizden geleni yapıyorduk. Bu tatilde de Fulya ve Yılmaz’ı bir araya getirip çifte kumru yapma planıyla yola çıktık.

Aparta yerleştiğimizde her şey harikaydı. Altı kişi, kahkahalarla çarşıya inip alışveriş yaptık, plajlarda yüzdük, akşamları Kaş’ın en güzel mekanlarında yemek yedik. Fulya ve Yılmaz el ele, göz göze, adeta balayındaymış gibiydi. Ama tatilin beşinci günü, her şey tepetaklak oldu. Kalabalık bir grupla tekne turuna çıktık. Yılmaz yine iş başındaydı; çevredeki kadınlara sinsi sinsi pas atıyor, gözleriyle yiyordu. Korhan ve ben onu uyarmaya çalıştık, ama adam vurdumduymaz. Fulya’nın yüzü asılmış, siniri tepesine çıkmıştı. Eşim ve Hande, neşeli muhabbetlerle ortamı yumuşatmaya çalışsa da, hava gergindi.

Tur bitip aparta döndüğümüzde, Korhan patladı. Yılmaz’la sert bir tartışma yaşadı, sonunda Hande’yle eşyalarını toplayıp çekti gitti. Moralimiz yerle bir olmuştu. Akşam yemeği yemeden dağıldık. Yılmaz saat 21 gibi sırra kadem bastı, eşim migren hapıyla sızıp kaldı. Ben balkonda şezlonga uzanmış, yıldızları izliyordum. Derken Fulya elinde iki soğuk birayla çıkageldi. Salaş bir tişört ve fırfırlı mini etek giymiş, sinirli ama seksiydi. Bana bir bira uzattı, karşımdaki koltuğa çöktü.

Sessizlikten sonra Fulya patladı. Yılmaz’ın aldatmalarını, iğrenç çapkınlıklarını anlatmaya başladı. Öfkesi kelimelere sığmıyordu, bira şişeleri boşaldıkça içeri gidip yenisini getiriyordu. Gece 23’ü geçmişti, hafif çakırkeyif olmuştum. Fulya’nın hareketleri dağılmış, eteği sıyrılmış, altın sarısı baldırları gözümün önündeydi. Konuşurken bacakları aralanıyor, eteğin altından o yumuşak, dolgun etler titriyordu. Bir an, külotsuz olduğunu fark ettim. Bacak arasındaki kahverengi, ıslak dudaklar gözüme çarptı. Sikim şortumda hareketlenmeye başladı, ellerimle bastırmaya çalıştım ama nafile.

Fulya bakışlarımı yakaladı. Sanki bilerek, bacaklarını daha da açtı, eteğini düzeltti ama o yasak bölgeyi sergilemekten çekinmedi. “Bira alayım mı?” dedi, sesi ipeksi ama davetkâr. “İçerim,” dedim, kalbim küt küt atıyordu. 10 dakika geçti, dönmedi. Merak edip odasına yöneldim. Kapı açıktı, içeri girdim, ama boştu. Arkamdan kapı kapandı. Döndüğümde Fulya, çırılçıplak, kapıya yaslanmış duruyordu. Gözleri alev alev, dudakları aralıktı. Tek kelime etmeden birbirimize saldırdık.

Dudaklarıma yapıştı, öyle vahşi, öyle aç bir öpücük ki, dilini boğazıma sokuyordu. Sol eli sikime gitti, şortumun içinden taş gibi olmuş aletimi avuçladı. Ben de kalçalarına yapıştım, o yumuşak, dolgun götünü sıkıyordum. Dakikalarca ayakta seviştik, Fulya göğüslerimi öperek aşağı kaydı. Şortumu dizlerime indirdi, sikimi ağzına aldı. Önce dilinin ucuyla başını okşadı, sonra boğazına kadar yuttu. Kendinden geçmişti, taşaklarımı emiyor, arkama geçip bacak aramdan yalıyordu. Zevkten bacaklarım titriyordu, Fulya adeta bir porno yıldızı gibiydi.

Onu tuttum, balkona açılan pencerenin önüne götürdüm. Yastığı pencere eşiğine koydum, Fulya’yı domalttım, omuzları dışarı sarkıyordu. Gecenin serin havasında, Kaş’ın ışıkları altında, eteğini sıyırdım. Amı ıslak, dudakları ahtapot gibi açılmıştı. Sikimi tek hamlede soktum, Fulya inleyerek çığlık attı. Ellerini kalçalarında tutup vücudunu gerdim, deli gibi pompalamaya başladım. Her sokuşumda kalçaları dalgalanıyor, şap şap sesler geceyi yırtıyordu. Fulya zevkten kıvranıyor, “Daha sert, Gürol!” diye yalvarıyordu. Amı sikimi öyle bir sarmıştı ki, içine çekiliyordum.

Orgazmın eşiğine geldiğimi hissedince Fulya beni itti, önünde diz çöktü. Sikimi elleriyle sıvazlıyor, dudaklarını açıp kapatıyordu. Sarsılarak boşaldım, spermlerim yüzüne, göğüslerine fışkırdı. Fulya aç bir kedi gibi yaladı, her damlayı emdi. Yatağa çöktük, dakikalarca sustuk. Utanç, suçluluk ve zevk iç içeydi. Ama Fulya durmadı. Tekrar üstüme çıktı, sikimi emmeye başladı. Bu sefer daha sertti, taş gibi olmuştum. Nazikçe üstüme oturdu, amına yerleştirdi. Göğüslerini okşuyor, kalçalarını sıkıyordum. O bembeyaz, güneş görmemiş poposu, mayo iziyle muhteşemdi.

Fulya çıldırmış gibiydi, her pozisyonu denedi. Ters cowgirl, köpek stili, ayakta… Hayvanlaşmıştık. Arka arkaya orgazmlar yaşıyor, beni defalarca boşaltıyordu. Karımın böyle yetenekleri olmadığını düşünürken, Fulya’nın amı ve hareketleri aklımı başımdan alıyordu. Sabaha karşı 4’te, yeni aşıklar gibi öpüşerek kendimize geldik.

Yılmaz ertesi gün döndü, aynı pervasızlığına devam etti. Fulya’yla kaçamaklarımız sürdü; çarşıda otel odalarında, plajda kuytu köşelerde seviştik. Fulya, karımla dostluğuna rağmen bu yasak ilişkiye devam etmekten memnundu. Yılmaz’ın da farkında olduğunu biliyorduk, ama bu onun işine geliyordu. Artık bir karım, bir de aşığım var. https://www.ppgny.org/ hikayeleri bile bu ateşi anlatamaz!

Yorum bırakın

Scroll to Top